Her türlü uyuşmazlığa karışan insanların belirli avantajları ve dezavantajları olan, çok çeşitli uyuşmazlık çözüm araçlarından birini seçme ayrıcalıkları var. Birçok vakada, tarafların neredeyse hiçbir sınırlama olmadan mevcut yöntemleri değiştirme ve birleştirme bağımsızlıkları da var.
Bu yüzden, farklı uyuşmazlık çözüm araçlarının temel özelliklerini isimlerine bakmaksızın ele almak gereklidir. Belirli bir çatışmada hangi yöntemin kullanılacağı seçilirken, tarafların veya avukatlarının cevaplaması gereken bir kaç soru vardır. Bu şekilde, uyuşmazlıkların üstesinden gelmek için– genellikle çatışma yönetimi olarak adlandırılan – bir sistem geliştirilebilir
- Çatışmayı nasıl halletmek istiyoruz?
Taraflar ya hiçbir şey yapmayabilirler ve çatışma “kendi kendine hallolana” kadar bekleyebilirler, zor kullanabilirler, diğer tarafla müzakere edebilirler, ya da üçüncü bir kişiden çatışmanın çözümü için yardımcı olmasını isteyebilirler. - Ne tür bir üçüncü kişi istiyoruz?
Taraflar mahkemeye veya tahkime başvurabilirler (örneğin 2001 Türkiye Tahkim Yasası ve İstanbul Mevzuatı’na uygun olarak) veya bunun yerine bir Alternatif Uyuşmazlık Çözümü – Aracı kullanabilirler.
- Uyuşmazlık Çözümü – Aracı’nda üçüncü kişinin rolü nedir?
Üçüncü kişi ya taraflar arasında iletişim kurar veya teşvik eder ve böylece bir anlaşmaya varmalarına yardım eder (mediasyon) ya da uyuşmazlığı hükme bağlar (üçüncü kişi kararı).
- Üçüncü kişi kararının yasal etkisi nedir?
Üçüncü kişi bağlayıcı olmayan karar (Uzlaştırma veya Schlichtung), geçici olarak bağlayıcı karar (İnşaat uyuşmazlıklarında Uyuşmazlık Kurulu veya İngiliz Çözümü), sadece tek bir tarafı bağlayan karar (müşteriler ile bankalar/sigorta şirketleri arasındaki çatışmalar için İskandinav Ombudsman/Kamu Hakemi) veya bağlayıcı karar (Uzman Kararı veya Schiedsgutachten ) verebilir.
- Üçüncü kişi kararı nasıl uygulanacak?
Üçüncü kişi kararı veya taraflar arasındaki bir anlaşma ancak tarafların gönüllü rızaları ile “uygulanabilir” – kararın bağlayıcı olmadığı taraf için durum budur – tarafları sözleşmeye göre bağlayabilir – bu, tanım gereği bağlayıcı olmayan karar için mümkün değildir – veya devlet tarafından uygulatılabilir – bu kanun koyucunun elindedir.Tarafların karar vermeleri gerekecek birçok başka etken vardır, müzakerelerin süresi, kullanılacak dil, üçüncü kişinin nasıl tayin edileceği, delil, tanıklar, geçici önlemler, süreç için bir zaman sınırlaması, dinlenilme hakkı, mahkemelerin rolü, vb gibi. Bütün bu kıstaslar tarafların ihtiyaçlarına ve yürürlükteki kanuna bağlı olarak farklı şekilde tasarlanabilirler. Nihayetinde taraflar bir uyuşmazlığı çözmeye ve nasıl çözeceklerine kendileri karar vereceklerdir. Uluslararası ticari sözleşmelerde, uyuşmazlık çözümü maddesi birçok durumda üç adımlık bir uyuşmazlık çözümü mekanizması içerecektir – eğer bir adım başarısız olursa, taraflar bir sonrakine geçerler: İlk adımda, müzakereler (alt adımlara bölünebilir – önce proje müdürleri, sonra yöneticiler, sonra üst düzey yöneticiler, vs.), ikinci adımda, Alternatif Uyuşmazlık Çözümü (mediasyon veya üçüncü kişi kararı), ve üçüncü adımda, tahkim veya mahkeme duruşması.
Michael Wietzorek, Erlangen Üniversitesi-Nürnberg