Her şirket verimliliği ve kaliteyi arttırmak için elinden geleni yapar ve bu konuda inanılmaz programlar geliştirilmiştir. Bununla birlikte bir şirketin en önemli kaynağı insandır ve insan söz konusu olduğunda teknik bilginin yanı sıra, koçluk, liderlik vs konularda da, inanılmaz ve hatta enflasyon sayılacak kadar çok ve değişik, eğitimler düzenlenir. Çünkü günümüz şirketleri oldukça rekabetçi bir ortamda var olmaya çalışmaktadır ve her çalışanın hedefi de, daha üst makama erişmektir!
Bu kadar rekabetçi ortamda göze batmayan veya bastırılmaya çalışılan, verimlilik veya kalite için dikkate alınmayan ve hatta maliyeti dahi hesaplanmayan şey, çözümlenemeyen sorun veya çatışmalardır.
Örneğin ülkemizdeki aile şirketlerinin yüzde kaçı 3.nesile erdiğinde çatışmasız olarak sürekliliğini sağlayabilmektedir? Yüksek satış hedefli şirketlerin; örneğin finans, perakende veya sigorta, kaçında şirket içi müzakereci veya arabulucu vardır ve şirket içindeki uyuşmazlıklar başarıyla yönetiliyordur? Kaç şirket yaptığı tedarikçi veya satış anlaşmasına “uyuşmazlık durumunda taraflar önce müzakere yapacak, anlaşma sağlanamazsa arabuluculuk yöntemi denenecek ve bu da işe yaramazsa, tahkim tercih edilecektir” diye yazmaktadır ya da kaç şirket avukatı bunu yazacak bilinçtedir? Kaç şirket yöneticisine profesyonel müzakereci eğitimi aldırmaktadır ve hatta kaç şirket, prosedür olarak uyuşmazlık yönetimi sistemine sahiptir ve burada da müzakere baş köşededir?
Bir proje ekibi kurduğunuzu varsayalım. En iyi proje ekibi farklı yetkinliklere sahip kişileri bir arada barındırır. Bu durumda, farklı fikir, iş yapış, kişilik vb sebeplerle ortaya çıkan uyuşmazlıklar nasıl çözümlenecektir? Eğer proje ağırlıklı çalışan şirketlerin bir uyuşmazlık yönetim prosedürü olursa, çözüm kolaydır. Ya yoksa? Bu uyuşmazlıkların, çözümlenemedikleri durumlarda motivasyonun düşmesinden, şirket içi gruplaşmaya varana kadara derece derece etkileri vardır. Ya bu etkilerin projeye ve şirkete maliyeti nedir? Maliyetler her zaman kağıt üzerinde 2×2 şeklinde hesaplanabilen maliyetler değildir, öyle değil mi? Oysa bu maliyetler kendilerini geciken işlerde, sinirli bir çalışanın müşteriyi terslemesinde, çalışanlar arasındaki işbirliğinin ortadan kalmasında, artan mobbing veya hızlı çalışan değişimlerinde gösterirler!
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) 2020’de bireylerin iş yaşamında sahip olması gereken nitelikler bağlamında 10 temel yetkinlik sıralamıştır:
Yanda sıralanmış bu yetkinliklerin bilişsel esnekliği, müzakereyi, eşgüdümü, karmaşık sorun çözmeyi, eleştirel düşünmeyi, yargı ve karar vermeyi ve hizmet odaklılığı kapsayan 7 tanesi, profesyonel müzakerecilikte öğrenilen ve kazandırılan bilgi ve becerilerle elde edilebilir.
O halde, bir şirket bünyesine müzakere kültürü yerleştirmekle sadece çalışanlarına katkı sunmaz; kendi ölçülemeyen maliyetlerini de, aşağıya çeker. Örneğin müzakere eğitimlerinde yer alan eleştirel düşünme, herhangi soruna en kesin, mantıklı ve yaratıcı çözümü de sağlayan bir düşünce şeklidir. Bilişsel esnekliği, herkesin haklı olduğundan hareketle ele alan ilkeli müzakere, günümüz hızla dönüşen iş dünyasındaki yönetici ve liderlere yaptıkları her iş görüşmesinde farklı bakış açısıyla pastayı büyütme şansı sunar.
Müzakere kültürü, bir yaklaşım ve hatta yaşam biçimidir. İçinde duygu, iletişim, kriz, ilişki yönetimini de barındırır ve bir günlük eğitimlerle herhangi çalışana veya kuruma kazandırılamaz. Bir şirket bu yaklaşıma sahip olacaksa, stratejik düşünceyle hareket ederek, uzun vadeli kazanımları hedeflemeli ve müzakere kültürünün yerleşmesi için 2-3 senelik planlama yapmalıdır. Bu sadece eğitimleri değil, o şirkete has, örneğin sorun, çatışma veya kriz alternatflerinin de, simulasyonlarını kapsar.
Bu yazıya son söz olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız’ın Avrupa Birliği işbirliği ile çok desteklediği Sosyal Diyalog Programı’da şirket boyutunda müzakere kültürünü yaygınlaştırmaya, sendika-şirket ve devlet üçgeninde profesyonel müzakereciliği yerleştirmeye yönelik bir projedir. Eğer şirket içi müzakere kültürünü kendi bünyenize olmazsa olmaz olarak yerleştirirseniz, mikro ölçekten; yani şirket içinden, makro ölçeye; yani devletlerle görüşmelere kadar, her alanda kullanabilirsiniz. Çok uluslu bir şirketseniz veya olmayı hedefliyorsanız, müzakere kültürü sizin için çok daha önemli bir şirket değeri olacaktır!
Ve kabul edelim veya etmeyelim, 21.yy, her boyutta müzakereyi zorunlu kılmaktadır. Bunu gören yönetici ve şirketlere ne mutlu!